Tesk Ne İş Yapar? Cesur Bir Bakış
İzmir’de, sosyal medyada aktif bir genç olarak, bir konuyu sürekli gündeme getiriyorum: Tesk ne iş yapar? Hadi gelin, bu konuyu cesur bir şekilde masaya yatırayım. Şahsen, bu organizasyonu sürekli duyarım ama gerçekten ne yaptıklarını pek kimse bilmiyor. Ya da belki de biz bilmek istemiyoruz? Biraz tartışmalı, biraz eleştirel bir yazı olacak. Ama, ne olursa olsun gerçekler bazen can yakar.
Tesk Ne Yapar? Gerçekten Bilmek İstiyor Muyuz?
Öncelikle netleşelim: Tesk, Türk Elektronik Sanayi ve Ticaret AŞ’nin kısaltması. 1994 yılında kurulmuş olan bu şirket, esasen savunma sanayi ve elektronik ürünler üzerine yoğunlaşıyor. Hatta, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik bir dizi ürün üretiyor. Askeri alanda güvenlik, iletişim ve radar sistemleri gibi yüksek teknoloji gerektiren ürünleri hayata geçiriyor. Yani, kısaca Tesk’in işi genellikle savunma sanayi üzerine yoğunlaşıyor ve yerli üretim konusunda önemli bir oyuncu. Fakat bu kadar ‘gizli’ bir iş yaparken, acaba Tesk gerçekten ülkemize fayda sağlıyor mu, yoksa sadece birkaç elit kesimin cebini mi dolduruyor? Bu konuda ciddi bir soru işareti var.
Tesk’in Güçlü Yanları: Yerli ve Milli Üretim
Tesk’in savunma sanayisindeki gücü tartışılmaz. Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltma hedefi doğrultusunda yerli üretim yapıyorlar. Bu, milliyetçi bir bakış açısıyla son derece değerli. Savunma sistemlerini, silahları, radarları dışarıdan almak yerine kendi toprağımızda üretmek, kesinlikle ülkenin bağımsızlık stratejileri açısından kritik bir adım. Hani bazen hepimizin dile getirdiği o ‘dışa bağımlılıktan kurtulmalıyız’ söylemi var ya, işte bu noktalarda Tesk işin içine giriyor. Bunu kimse inkar edemez.
Ayrıca, Tesk’in Türkiye için stratejik öneme sahip olduğu bir gerçek. Yani, ulusal güvenlik meselesi söz konusu olduğunda, Tesk’in yaptığı işler o kadar önemli ki, sadece birkaç kişi değil, tüm halk bu üretimlerin kıymetini anlamalı. Radar sistemleri, haberleşme cihazları, askeri araçlar… Bütün bunlar, Türkiye’nin savunma gücünü arttıran araçlar. Bu anlamda Tesk’in rolü, gerçekten ülke için çok değerli. Ancak, burada büyük bir soru geliyor: Gerçekten tüm bu yatırımlar sadece ülkenin güvenliği için mi? Yoksa bazı büyük şirketlerin kasalarını mı dolduruyor? Bunu kimse net olarak söyleyemez.
Tesk’in Zayıf Yanları: Gizlilik ve Şeffaflık Eksikliği
Tesk’in güçlü yönlerini saymaya devam edelim ama bir de zayıf yönlere gelelim. Birkaç adım geriye gittiğimizde, Tesk’in etrafındaki gizemli perdeyi hemen fark ediyoruz. Evet, onlar yerli ve milli üretim yapıyorlar, ama şeffaflık konusunda oldukça yetersizler. Hangi ürünleri tam olarak ürettiklerini, nasıl üretim süreçleri izlediklerini, kimin ne kadar kazandığını biz kimse bilmiyoruz. Burada ciddi bir eksiklik var. Eğer gerçekten ulusal bir güvenlik projesi yapıyorsanız, halkın bu projelere güven duyması lazım. Ama ne yazık ki, çoğu zaman bu tür dev projeler ardında kimlerin olduğunu, ne kadar kazandığını, hatta üretilen ürünlerin kalitesini bile sorgulayamıyoruz. Sadece ‘yerli ve milli’ demek, her zaman yeterli olmuyor.
Üstelik, savunma sanayinde faaliyet gösteren şirketlerin genellikle devletle olan ilişkileri çok yakın oluyor. Tesk de buna örnek. Burada sormak gerekir: Tesk’in ve benzeri şirketlerin bu kadar gizli işler yapması, halkı ne kadar mutlu ediyor? Yani, insanları savunma sanayinin gizemli dünyasına daha fazla dahil etmek gerekmez mi? Tesk gerçekten tam anlamıyla bağımsız mı, yoksa yine büyük bir oyuncunun ‘kendi çıkarları doğrultusunda’ çalışan bir şirket mi?
İçten İçten Teks’e Dair Sorgulamalar
Şimdi de Tesk’le ilgili düşündüğüm birkaç noktayı daha irdelemek istiyorum. Gerçekten bu kadar önemli ve kritik bir şirketin yaptıkları, yalnızca bir ‘devlet sırrı’ mı olmalı? Hani bir köşe yazısında okuduğum gibi, “Yerli üretim yapıyorlar ama bu yerli üretimlerin halkla paylaşılması ve denetlenmesi de önemli.” Tesk’in ürettiği bazı askeri araçları, ekipmanları ben bile görmek istiyorum! Ama kimseye göstermiyorlar. Her şey kapalı, her şey gizli. O zaman bu kadar önemli bir işin neden şeffaf olmadığı sorusu kendiliğinden akla geliyor. Gerçekten de sadece devletin faydalandığı, halkın faydalanamadığı bir alan mı yaratıyoruz burada?
Bir de, savunma sanayisi büyük para akışlarının olduğu bir sektör. Bu sektördeki büyük paralar, bazı grupların kendi kazançlarını artırmasına da hizmet ediyor olabilir mi? Ya da, bu gizli kalması gereken işler, sadece birkaç elitin yararına mı? Tam olarak bunun cevabını bilmiyoruz ve bu beni rahatsız ediyor. Gerçekten de Tesk ne kadar bağımsız? Gerçekten de bu şirketin ürettiği her şey ülkemizin güvenliği için mi?
Sonuç: Şeffaflık ve Adalet İstiyoruz
Sonuç olarak, Tesk yerli üretim ve savunma sanayisinin önemli bir parçası olabilir, ancak etrafındaki gizlilik, halkla şeffaf iletişim eksikliği ve yönetimsel belirsizlikler oldukça sıkıntı verici. Teks’in güçlü olduğu noktalar tartışmasız, ama bu kadar önemli bir kurumun adaletli, açık ve şeffaf bir yönetimle işler yapması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sonunda hepimiz, bu ülkenin geleceği için atılan adımların ne kadar doğru olduğunu sorgulamak zorundayız. Teks gibi kritik bir oyuncunun yalnızca devletin çıkarlarına hizmet etmekle kalmaması, halkın güvenini kazanması gerektiğini düşünüyorum. Belki de şeffaflık, bu işin gerçek anahtarıdır.